20 Haziran 2012 Çarşamba

Çağlar ve Müzik - 24

Bölüm 24 / Orijinal Yayın Tarihi: 21 Haziran 1999



Bugünkü izlencemizde İgor Stravinski'nin "Petruşka" ve "Bahar Ayini" balelerinin küğlerini sunacağız. Gerek Petruşka, gerekse Bahar Ayini baleleri Diaghilev'in hazırladığı toplulukca ilk kez Paris'te sahnelendi. Petruşka 1911 yılının Haziran ayının 13'de Chatelet Tiyatrosunda, Bahar Ayini 1913 yılı 29 Mayısında Champs-Elysee tiyatrosunda Petruşka, Ateş Kuşu balesiyle başlamış başarıyı daha yukarılara tırmandırdı.
Ateş Kuşu balesinde Kastcei'nin Kırını'nda görülen tartısal yöneliş bu kez balenin tümüne yaygınlaşmış durumdaydı. Ne ki Ateş Kuşu'nda sezilen oldukça romantik, duygusal söyleyiş yitmiş, izlenimciliğe, simgeciliğe ve gizemciliğe karşıt, çok dengeserli, ereği tartısal etkinlik olan, etkisi nerdeyse fiziksel denebilecek, nesnel bir küğe ulaşmış bulunuyordu. Yine de içten içe dengeserlik anlayışını koruduğu, ezgiselliği de elden bırakmadığı için, çarpıcı, yırtıcı tınaşlarının yoğunlaşmasına karşın açıklığını yitirmiyor, büyük beğeni toplamış bulunuyordu.
Konu, bir panayır yerindeki türlü etkinliklerin (dadıların, seyislerin, arabacıların, ayı oynatıcısının kırınları) sergilenmesi yolundadır. Ancak panayır yerindeki bir kukla tiyatrosunda kuklacının, Petruşka, Petruşka'nın sevdiği balerine ve balerina'ya sahiplenen ve kendisinin sayan Arap arasındaki; sonucu iyi yürekli çok duygulu Petruşka'nın kıskanç Arap tarafından kılıçla kovalanıp öldürülmesiyle biten serüven Panayır gösteriminin odağını oluşturur. Arab'ın Petruşka'yı öldürmesi karşısında izleyiciler korkarak kaçışmaya başlayınca, kuklacı görünür, ürküntüye gerek bulunmadığını belirler. Çünkü ölen tahtadan yapılmış bir kukladır. Kırılmış, parçalanmış kuklayı alıp sahneden çekilirken, tahtadan cansız olduğunu söylediği kukla Petruşka'nın tini/ruhu göğe ağar.
Yapıtı Pierre Boulez yönetimindeki New York Filarmoni orkestrasından dinleyeceğiz.
KÜĞ / MÜZİK: Stravinski – Petruşka (33'55")
Bahar Ayini'nin 1913 yılı 29 Mayısındaki ilk seslendirilişi küğ tarihinin en büyük skandallarından birisinin kopmasına neden oldu. Küğ başladıktan kısa süre sonra salonda bağırıp çağırmalar başlamıştı. Dinlediği küğden bir şey anlamayan tutucu izleyicilerle, yapıtın seslendirilmesinin sürmesini isteyenler birbirine girmiş, bağırıp çağırmalar, karşılıklı yumruklaşmaya kadar ulaşmıştı. Salonda bulunan Saint Saens, hiddet içinde "Kimse şimdiye kadar beni böyle kandırabilmiş değil" diye bağırarak salonu terkediyordu. Debussy ise çevresinde bağırıp çağıranlara yakarıyor: Lütfen gürültü etmeyin de şu nefis küğü dinleyebilelim, diyordu. Kimileri dışarı fırlamış otomobillerin arabaların klaksonlarını söküp getirerek bağırttırıp duruyorlardı. Bugün o günün olaylarına göz atarak bir anlam vermeye çalıştığımızda kopan fırtınanın azgınlığını o günün ses dünyasında egemen olan ezginin baştacı edilmişlik durumunu unutacak olursak, yeterince anlamlı bulamayabiliriz. Stravinski, Bahar Ayini yapıtında küğün asıl yönlendiricisi sayılan ezgiyi soyutlamış, yerinden etmişti. Bu, küğü ezgisizdi demek değildir. Bahar Ayini yer yer iyice ezgiseIdir. Ne var ki ezgisel olduğu yerlerde de uyum anlayışının nedeni olmaktan uzak tutulmuş, uyum çok kez tek başına ezgi verisinden uzak/örtüşmesiz, tartım ögesi olarak kullanıldığı gibi, ezgi ile birlikte duyulduğu yerlerde de, birbirlerinden soyutlanmış olarak, çoklukla birbirine zıt, ayrı değerler yönelişler olarak birbirleriyle kaynaşmak yerine zıtlıklarıyla birbirini belirginleştirir/bağımsızlaştırır yönde ele alınmışlardır. Stravinski'nin uyguyu tartıma dönüştürerek ezgiden bağımsız kılmasındaki bu kopuş Bahar Ayinine gösterilen o çılgıncasına tepkinin asıl nedeni olmuştur. İleriki yıllarda küğde öyle çok değişmeler oldu, kulaklar türlü zıtlaşmalardan doğan gerginliklere öylesine alıştı ki, Stravinski'nin ezgi/uyum/tartım zıtlığından kaynaklanan bir küğe yol gösterdiği için tepkiyle karşılaştığını görebilmek bugün artık oldukça zorlaşmıştır. Bahar Ayini'nin ilk seslendirilişinden bu yana 86 yıl geçmiştir. Bugün artık çağdaş küğün klasikleri arasında yerini almış, seslendirildiği dinletilerde tepki yerine bol alkış toplayan bir yapıt olmuştur.
Balenin konusu putatapar Rusya'da Yeryüzünü kutsama töreni ile ilgilidir. Baharın gelişiyle verimliliğin artması umuduyla yeryüzü kutsanır. Değişik kırınlar, değişik öbeklerce kut-tören olarak oynanır. İkinci bölümde Seçilmiş kurban kızın bahar tanrısına kurban edilmeden önce rahiplerce kut kırına zorlanması sonunda, yaptığı kırından bitkin düşen kurban kızın yere yığılması sergilenir. Yapıtı yine Pierre Boulez yönetiminde Cleveland Orkestrasından dinleyeceğiz..
MÜZİK: Stravinski – Ateş Kuşu (52'00")

Not: 23. bölüm metninin ilkyarısı, ve Scherzo Fantastique eseri bu hafta yayınlanırken, tekrar yayında kısaltılmış olan programın ses kaydında Petruşka yayınlanmamıştır.