26 Mart 2013 Salı

Çağlar ve Müzik - 64


Bölüm 64 / Orijinal Yayın Tarihi: 26 Mart 2000

Sayın dinleyiciler; geçen yıldan başlayarak bugüne gelinceye değin sürdürdüğümüz izlencelerimizde, ülke ayrımı gözetmeden, çağdaş/günümüzün küğünün (beste) oluşmasında/yönlenmesinde en önde yer almaları söz konusu bağdarları (besteci)tanıtmaya çalıştık. İzlencemizin bundan sonrasında, çağdaş küğün özellikleri içinde yapıt vermiş, hem de küğ tarihi içinde yer almaya hak kazanmış bağdarları ülkelere göre tanıtmaya çalışacağız. Bunu yaparken ülke sıralamasını, Türk abecesine ve Türkçe adlandırışlarına göre yapacağız.
Bu durumda önce "A" harfiyle başlayan ülkeleri ele alacağız.
Bu ülkeler: Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan sıralanmaktadır. Bu sıralamaya göre önce Alman bağdarlar üzerinde duracağız. Çağdaş Alman küğünde, üzerlerinde durulmaya hak kazanmış o kadar çok bağdar bulunmaktadır ki, bunların hepsinden söz ederek örnek vermeye kalkışmamız durumunda, yıl içindeki tüm izlencelerimizi buna ayırmak bile yeterli olamayacaktır. Bu nedenle, özellikleri yönünden ya çığır açmış veya söyleyişlerindeki değişiklikle dikkat çeker olmuş, önem bakımından üzerlerinde durulması zorunlu saydığımız birkaçını ele almakla yetineceğimizi belirtelim.
Seçerek, yapıt örnekleriyle tanıtmaya çalışacağımız çağdaş Alman Bağdarlar şunlar: Carl Orff (1895-1982), Karl Amadeus Hartmann (1905-1963), Bernd Alois Zimmermann (1918-1970), Wilhelm Killmayer (1927-), Hans Werner Henze (1926- ), Karlheinz Stockhausen (1928- ), Aribert Reimann (1936- ), Volker David Kirchner (1942- ) olacak.
Böylece, bugünkü izlencemizi Carl Orff'a ayırmış bulunuyoruz. Carl Orff 1895'de Münih'de doğdu. Münih Küğ Akademisinde eğitim gördü. Genç yaşından beri tiyatroya önem veriyor, tiyatro küğünün anlatım özellikleri üzerinde duruyordu. Yeni tınılar bulmak ardında çalışıyordu. İlk yapıtlarının hiç biri bugün yoktur. 1925 ile 1936 yılları arasında yazılmış altı tane çalgısal bağdasını ilk yapıtlarının örneği sayabiliriz. İlk tiyatro çalışmalarını acımasız, eleştirel bir gözle inceledikten sonra hepsini geri çekmiştir.
1925 yılında Münih'de Dorothea Güntherin okulunda kırın/dans için küğ bölümünü yönetmeye başladı. Bu okuldaki çalışmaları arasında yeni bir küğ eğitimi yolu da arıyordu. Araştırmaları sonucu, vurma çalgıların tartısal etkinliğini önceleyen, böylece öğrenimi kolaylaştıran, bir "okul çalışmalığı" hazırlamaya koyuldu. Sonunda Orff-yöntemi doğmuş oldu. 1935/36 yılları arasında, kişiliğini tam olarak yansıttığını varsaydığı, ilk seslendirilişiyle birlikte ününü bir anda dünyaya yayacak olan "Carmina Burana" sahne kantatını yazdı. Orff bu yapıtıyla; cesur bir ilkelliğe dönüşle, küğünü aralık gerilimlerinin, tartı/ritm ve tını çeşitlemesinin oldukça sınırlı kıldığı alacalılaşmadan(kromatizme uzak) doğal düzemeye bağlı uyumla, teksesli kısa ezgilerin, tartısal yinelemelerin doğurucusu olduğu bir sahne küğünün öncü yaratıcısı oldu. Bundan sonraki yapıtlarında da küğünü hep sahnedeki oyunun gerilimini artırmak yönünde ve dilin tını ve tartı özelliklerini kesinleştiren bir ırlamayı gözeterek, orkestrasal bireşimde de küğünün bu yalın, çıplak özelliklerini iyice açığa çıkaracak yönde sahne kantatları veya operalar yazdı.
Orff'un sahne yapıtları 12 tanedir. Bunlar sırasıyla şunlardır:
  1. Carmina Burana (1935/36)
  2. Ay-Bir Küçük Dünya Tiyatrosu (1937-38)
  3. Akıllı Kız Operası (1941-1942) 4- Catulli Carmina-Sahnesel Oyunlar (1942)
  4. Bernau'lu Kız Opera (1944-45)
  5. Antigone- Opera (1947-48)
  6. Afrodit'in Tutkusu-Sahne Konçertosu (1950-51)
  7. Astutuli - Bavyera işi güldürü/opera-bale (1945-1952)
  8. Bir Yaz Gecesi Düşü-Şekspir'in oyunu üzerine küğ
  9. İsa'nın Yeniden Doğuşu Oyunu (1955)
  10. Zorba Oedipus (l939)
  11. Tansık Bebeğin Doğuşu Oyunu (1960)
Monteverdi'nin operalarından yapılmış dört tane düzenlemesi, eşlikli ve eşliksiz korolar için beş yapıtı daha vardır. Tüm yapıtlarında görülen yalınlık, aralıkların gerilim yaratmak için kullanılması, söylemsel ve dilsel tartısallık, vurumsallığı öne alan bir orkestra kuruluşu Orff'un çağdaş küğe getirmiş olduğu etkili yanlarıdır.
İki yapıtından örnek sunacağız.
İlk dinleteceğimiz yapıt, en başarılı operası saydığımız Antigonae operasından Üçüncü perde sonundaki Antigonae'nin büyük aryasını ve perde sonunu sunacağız. Dinleyeceğiniz kayıtta Antigonae'yi Inge Borkh, Kreon'u Carlos Alexander seslendirmekte, Bavyera Radyosu Koro ve Orkestrasını Ferdinand Leitner yönetmektedir.
MÜZİK: Carl Orff - Antigonae operasından 3. perde sonu [7,8,9. parçalar] (21'59")
Şimdi de Afrodit'in Utkusu yapıtının tümünü sunacağız. Soprano Helena Tatermusehova / tenor: Ivo Zidek / Soprano: Marta Bohaova / tenor: Oldrich Lindauer / Bas: Karel Berman, Çek Korosu ve Prag Senfoni Orkestrası yapıtı seslendirmektedir. Yönetmen: Vaclav Smetacek.
MÜZİK: Carl Orff - Trionfo di Afrodit (40'04")

TRT'de 2000 yılında yayınlanmış olan "Çağlar ve Müzik" programının ses kayıtları elimizde olmadığından, burada paylaşılan küğ örnekleri, Ertuğrul Oğuz Fırat'ın kendi arşivinden sunduğu icralardan farklı olabilir.